Tag Archives: mahrem

Evlilikten Önceki Flörtü Soran Müslümana Mektup

Standard

SORU: Selamunaleykum hocam. Allah razı olsun. Hocam günümüzde flört denilen illet oldukça yaygın ve artık bunu yapmayana yan gözle bakılır oluyor. Hepsini tenzih ederim ama başörtülülerin bile çoğu bunu yapıyor. Ve tabi bu insanı endişelendiriyor. Evlenme zamanında flört eden biri (ki bu kişi en azından erkeğin elini tutuyor, öpme vs hatta zina bile oluyor.) öpme, el tutma durumlarını yaşıyor. Hocam bu durumu nasıl karşılamalıyız? Böyle birine ne denmeli. Bir de hocam evlenmeden önceki tanışmalarda, görüşmelerde karşıdaki kişiye daha önce biriyle flört ettin mi tarzında soru sormak abes bir durum mu yoksa normal olması gereken bir şey mi. Çok sağolun hayırlı cumalar.

CEVAP: Selamünaleyküm.
Siz buna afet de diyebilirsiniz. Erkeği ile kadını ile bir uçurumdan yuvarlanıyoruz. Allah’tan, gelecek kuşaklara yardım etmesini diliyorum. Bilhassa adı tesettür olan maskeyi kullananların, bunu yapması tam bir kıyamet alametidir, başka bir şey değildir. Hadisi şerifler tam bir mucize olarak karşımıza çıkmıştır. Hani şu meşhur ‘giyinmiş çıplaklar’ diyen hadisi şerif vardı ya, işte o mucizeden söz etmem gerekir.

Anne babalar maalesef zinadan, büyük bir haram olarak ürktükleri hâlde, kızlarının ve oğullarının zinaya kayması için ne gerekiyorsa onu mübah görebilmektedirler. Çelişkiyi sözlüklere olsa olsa böyle bir iş için sokmuşlardır diyorum. Bir anne baba kendisi için ebediyen razı olmayacağı şeyi oğlu veya kızı için uygun görmek bir yana zorunlu bile görebilmektedir. Başta diploma olmak üzere, dünyevi tamahın ağırlığı altında doğurduklarını feda etmekte sakınca görmemektedirler. Başlarına bir felaket geldiğinde de zamanın kötülüğü, siyonizm ve benzeri kavramların arkasına sığınıp teselli yolunu tercih ediyorlar.

Eyvah ki ne eyvah! Ne güzel bir laik cunta vardı üzerimizde; bütün kabahatleri ona yıkıp kurtuluyorduk. O yıllarda biri bizi dinlese zannederdi ki şu laik hükümetler olmasa biz alimallah Halid bin Velid’den iyi olurduk ya!
Eyvah, ne fena sokmuşuz başımızı bu kirli kumlara! Dünya ile cennetin aynı avuca sığmayacağını en iyi anlaması gereken insanlar olarak biz bu hâllere düşmemeli idik. Küçük çocuklarımızı, şehvetten uzak tutmak veya çocuklarımıza kâfirlere özentiyi yansıtmayan bir şey bulup giydirmek bile mümkün değildir neredeyse. Müslümanların ürettikleri de öyle kâfirlerin de.

Kadınlarımız, kızlarına takvada ve zühdde örnek olacakları yerde onları israfa ve taklite teşvik etmektedirler. Allah Teâlâ, baliğ ve baliğa bir genci mükellef sayarken anneler babalar, çocuk sahibi olacak yaşta ve kıvamdaki gençlere ‘çocuk’ muamelesi yapmaktadırlar. Bu arada da ‘tarikat, Kur’an hatmi, Ramazan, Mevlit, konferans, Kutlu Doğum Programları, cenaze törenleri, kandil geceleri, iftarlar’ tam anlamıyla koca bir tuzak olarak karşımıza çıkmıştır. Ne yapıyor olursan ol, tarikatta olmak yetiyor.

Hatim okuttu isen tamam, mevlit dinledi isen harikadır ya! Bir de ‘Kutlu Doğum’ törenine katıl ve orada ‘o şirin sahabiler, cici Fatımalar, ölürken ağlayan Peygamber aleyhisselam manzarası…’ Ne güzel Müslümanlık, ne kolay din, ne tatlı bir cennettir bu!

İbadeti de ibadetin karşılığı olan cenneti de kendin belirle; ne gerek vardı çöllerde sıkıntı çeken o sahabilerin yaptıklarına? Ah Bilal ah, sen neden efendine itaat edip huzurlu bir köle olarak yaşamadın Bilal?

Eyvah ki ne eyvah! Nerede bu ümmetin Hilafet’i, kim başımız soran yok! Belki de nedir Hilafet, onu bilen de yok. Faizler nasıl, ekonomi kimin elinde, bu Kur’an niçin okunuyor, yeryüzünde kimin hükümran olması gerekiyor? Sorularının ne soranı var ne de cevabını merak edeni! Bunları merak eden olduğunda da vay hâline onun; mezheplerden mezhep, fırkalardan fırka. Sapıklıklardan sapıklık, dinlerden din beğensin artık! Böyle egoist bir din anlayışı, ahiret ve ibadet maskesine gizlenmiş dünya tapınırlılığı, bile bile ölümdür.

Sizin sözünü ettiğiniz dert işte bu zincirin halkalarından biridir. Kızlarımız diploma sahibi olsun da iffete bir çare buluruz anlayışıdır bu.

Allah’a sığınıyoruz. O’na şikâyet ederiz derdimizi. Şikâyetimiz sadece Allah’adır. Neslimizi şeytanın pençeleri arasında boğuşurken yalnız ve çaresiz bırakanları O’na şikâyet ederiz biz de.

Peygamber aleyhisselamın mihrabında onun vekilleri olarak bulunup da keyiflerine zarar gelmesin diye sesiz kalanları, bir insana bir gusül öğretmek için bin ev gezemeyen ama adı din görevlisi olanları, okudukları ezandaki ‘En Büyük Allah’tır!’ gerçeğini yok sayan zilletlerin içindeki müezzinleri Allah’a salarız biz de.

Mü’minlerin sadakaları ile okuyup ardından mü’minlere bir hayrı dokunmayan, kendilerinin bulunmalarını büyük bir nimet olarak başımıza kakan, cihadı ve Allah yolunda can vermeyi amele işi olarak gören ve sadece kitap yazabilen ama fedakârlık yapamayan, örnek olmamakta hatta kötü örneklikte sakınca görmeyen ve ne yazık ki ‘ulema’ koltuğunu işgal eden kullarını da Allah’a salarız.

Sabreder bekleriz, çalışır gayret eder sonunu Allah’tan hayır dileriz. Ne olacak bu ümmetin hâli? Yoksa biz, siyonizm diye bir düşmanla boğuşurken asıl düşmanın altımızı oyduğunu mu anlayamadık? Eyvah ki ne eyvah!

Ey Rabbimiz! Çaresizliğimizi Sen’den başkasına arz edemeyiz biz; bizi lütfunla ve ihsanınla kurtaracak olan ancak Sen’sin. Emelimiz de çaremiz de Sen’sin, Sen ey Rabbimiz! Bir kişi kalsak da bize bin sene ömür versen de âlemi suya gark etsen de bizi volkan gibi tutuşturulmuş büyük bir ateşin ortasına attırsan da bizden çıkan hainlerin ortasında bizi çölde yapayalnız bıraksan da sefihlerin çocuklarına bizi taşlatsan da…

Sen razı isen bizden ey Rabbimiz, biz Sen’in dinine hizmet eden, San’a davet eden son nefer olmaya razıyız. Yeter ki Sen, kabul et. Özrümüzü kabul et Rabbimiz!

Adet Kanaması Kesildi Zannederek Eşlerin İlişkiye Girmesi

Standard

SORU: Selamünaleyküm hocam. Ben 24 yaşında 4 aylık evli bir bayanım. Size sorum bir kadın özel günü bitti sanıpta eşiyle birlikte olursa, olduktan sonraki gün tekrar hastalanırsa o bilmeden girilen ilişki haram olur mu? Mesela normalde 7 gün süren hastalık 5. gün kesildi 6. gün eşler birleşti ama 7. gün tekrar hastalık kanı gibi bir leke geldi, bu konuyla ilgili fetvalarınızı bekliyorum. Şimdiden Allah razı olsun selametle.

CEVAP: Selamünaleyküm.
Kadın özel günleri bittiğini anlayınca gusletmelidir ki, eşi ile ilişki helal olsun. Bunu kaydetmiş olalım.
Böyle zannettikten sonra gusledip ilişkiye girer de ardından kanaması gelirse bu bir hatadır. Bütün hatalar gibi bu da istiğfar ile silinir biiznillah. Yapacak bir şey yoktur.

Cimanın Belirli Günleri Var Mıdır ?

Standard

SORU:Hocam;Ben 5 yıllık evli bir bayanım,Çocuğum yok.Eşim 1 gününü bir Mümine yaraşır şekilde yaşamaya çalışan dinin emir ve yasaklarına harfiyen uymaya çalışan,dinine çok bağlı bir insan.Konuşmalarınızı sürekli eşimle birlikte dinliyoruz.16 Ekim11 tarihli Sosyal Doku Derneginde verdiginiz konuşmanızıda eşimle birlikte dinledik.Ve hatta eşimle konuşmanızı dinledikten sonrada tartıştık, orda anlattıklarınızdan cesaret alarak bu sorunumu sizinle paylaşmak istedim.Bizim sorunumuz şu;Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz’nin Maarifetname adlı eserinin bir bölümünde Cima günleri diye bir bölüm var.Orda Cima şu gün yapılırsa doğacak çocuk alim olur,Şu gün yapılırsa doğacak çocuk yan kesici olur vb ifadeler var.Eşim ısrarla o günlere riayet etmek istiyor ama ben kadının yumurtlama döneminide göz önüne aldığımda o günlerin bazen uygunsuz oldugunu düşünmekteyim.Eşimle bu konu yüzünden aramızda çok büyük tartışmalar çıkıyor.Beni islam alimine karşı çıkmakla suçluyor, Birbirimizi çok kırıyoruz.Bazen öle aylar oluyorki ,Haftada sadece 1 kez eşimle ilişkiye giriyoruz ve bu beni çok üzüyor.Hocam konu ile ilgili açıklamanızı sabırsızlıkla bekliyorum,Allah yar ve yardımcınız olsun çalışmalarınızda başarılar dilerim.

CEVAP:Selamünaleyküm.
Bir Müslüman’ın birinci ve tartışmasız bilgi kaynağı kitabımız Kur’an’dır. Kur’an’da ne varsa müslüman onu kendisi için bağlayıcı ve tartışmasız bilgi olarak görür, öyle iman eder. Kur’an’da bulunmayan bir mesele için Müslüman Peygamber aleyhisselamın hadislerine müracaat eder. Sahih ve sarih yani Müslüman’ı bilgi olarak bağlayan bir hadis bulduktan sonra mesele yine bitmiş olur. Bu iki kaynakta bulunmayan bir hususta ise bu iki kaynağa vukufiyeti ile bilinen bir müçtehidin içtihadı ile amel eder. Bunu da fıkıhla amel etmek olarak adlandırabiliriz. Gerek birinci ve gerekse ikinci kaynağın nasıl kullanılacağını da yine fıkıh ehlinden öğreniriz. Netice olarak avami bir ifade ile beyan edecek olursak, bizim eşimizle ne zaman ve nasıl beraber olacağımızı belirleyen esasında Allah Teâlâ’dır. Bu ya direk O’nun kitabından ya da Peygamber’inin Sünnet’inden anlaşılır. Bunu anlayana da Fakîh denmektedir. Bu bilgi kaynaklarının dışında bir Müslüman’ı din olarak bağlayacak bilgi kaynağı yoktur. Tavsiye niteliğinde öğütler olabilir. Sözünü ettiğiniz konuda ne Allah’ın kitabı Kur’an’da ne Sünnet’te ne de fıkıhta muteber bir görüş yoktur. Bir Müslüman eşiyle kadının aybaşı hâli dışında ebediyyen bütün zamanlarda serbes bir ilişkide bulunabilir. Dinimizin ilkeleri bu şekildedir. İbrahim Hakkı veya başka bir zatın yanılması mümkündür. Böyle bir konuda yanılmış olması da onun değerini düşürmez. Nihayetinde içtihat etmiştir, asıl kaynağımız Kur’an bizim için ebediyen değişmez bir kaynaktır. Allah’a emanet olun.

Namahrem Yerlere Bakmak

Standard

SORU: Namahrem yerlere bakmak ve filimini izlemenin sakıncaları nelerdir?

CEVAP: Filim izlemek, mahrem olsun veya olmasın vakit zayiatı ise önce bunu yapılması sakıncalı işler arasına koyalım. Bu bir.
İkinci olarak da:
Erkeğin diz kapağı ile göbeği arası, kadının da eli, yüzü ve ayakları hariç her yeri avrettir. Avrete nikâhlı eşlerin dışında bakılması ise haramdır. Sadece anne, kız, kardeş, teyze, hala, nine gibi yakınların bakılmasında bir miktar daha gevşek durulabilir. Bunda da fitneden emin olmak şarttır.